|
|
• Ulu Cami’nin her duvarında VAV
harfleri yazılıdır.
• Halk arasında Hızır Aleyhisselam’ın bu vav harfinin önünde namaz
kıldığı rivayeti yaygındır.
• Tezhib sanatı ile süslenmiş ve ucuna Lale motifi işlenmiştir. Lale
süsleme sanatında Allah’ı c.c. sembolize eder.
• Vav harfi, Vahidiyet, Vahdaniyeti ihtiva etmesi yönüyle de
Allah’ın birliğini ifade eder.
İyi bakıldığında, görmek için bakıldığında; Bazen bir insanın
secdedeki hali, bazen bir ceninin anne karnında ki haline benzer Vav
Harfi, Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler.
Ebced hesabında 6 rakamına denktir ki ; Bu yönüyle aynı zamanda
imanın 6 şartını temsil ettiği söylenir. Harfi med olduğu gibi,
kasem harfidir. Aynı zamanda, iki cümleyi veya özneyi bağlayan
bağlaçtır. |
Vav’ı görünce dur! Vav Harfinin Sırrı
Kur’an-ı Kerim’de vav ile başlayan ayetlerde yemin edilmiştir. Bir
şeyin üzerine kasem ediliyorsa yemin edilen şeyin delil olarak
kullanılacağını anlamalıyız. Bu yüzden vav eğer yemin anlamındaysa,
arkasından dikkatlerimizin çekilmek istendiği önemli bir şeyin
geliyor olacağını bekleyebiliriz. Ku’anı- Kerim’de çoğu vakitler
üzerine -kuşluk vaktine, fecre, geceye, gündüze (vel-fecr, ve’d-duha,
ve’n-nehâr, ve’l-asr, ve’l-leyl…) ve bunların alametleri sayılan
güneşle aya yemin edilir. Asr sûresinde, mutlak mânâda zamana yemin
edilerek, akıp giden vakti dikkatle değerlendirmesi konusunda
insanoğlu uyarılır.
Vav ile ilgili meşhur bir hikâye de
anlatılır: Osmanlı Devleti’nin en büyük hat sanatı
ustalarından biri Hafız Osman’dır. Hafız Osman, emekli olduktan
sonra kafa dinlemek için o devrin en sakin semtlerinden biri olan
Üsküdar’a yerleşir. Fırtınalı bir günde kayıkla Beşiktaş’a geçmek
ister. Sahilden bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı
ücretleri ister. Fakat Hafız Osman, yanına para almayı unuttuğunu
fark eder. Tabii artık çok geçtir. Bir çare gelir aklına… Kayıkçıya
“Efendi, yanımda param yok, ben sana bir ‘vav’ yazayım; bunu
sahaflara götür, karşılığını alırsın.” der. Kayıkçı, yüzünü ekşitip
söylenerek yazıyı alır. Bir zaman sonra kayıkçının yolu sahaflara
düşer. Bakar ki yazılar, levhalar iyi fiyatlara alınıp satılıyor;
cebindeki yazıyı hatırlar ve satıcıya götürür. Satıcı yazıyı alır
almaz, ‘Hafız Osman Vav’ı’ diyerek açık artırmaya başlar. Sonunda
çok iyi bir fiyata satar. Kayıkçı, bir haftalık kazancından daha
fazlasını bu ‘vav’ ile kazanmıştır. Gel gelelim, bir gün Hafız Osman
karşıya geçmek istediğinde yine aynı kayıkçıyla karşılaşır. Yol
bitmek üzereyken ücretler toplanır. Hafız Osman da parayı kayıkçıya
uzatır. Kayıkçı, “Efendi, para istemez; sen bir ‘vav’ yaz yeter.”
der. Hafız Osman, tebessüm ederek cevap verir kayıkçıya: “Efendi, o
‘vav’ her zaman yazılmaz. Sen dua et, başka bir gün para kesemi yine
evde unutayım…
Anne karnındaki bir insan sureti ya da secdeye varmış,
acizlik makamında bir kul silüeti: Vav... Çileyle yoğrulmuş bir
kulun edeple eğilişi, alnını seccadeye sabitleyişi, sıfır olup
sonsuzluğa uzanışı... Hepsi "vav" ismiyle müsemma! Vav, adı
söylenmeye bile çekinilen bir gizli sır, bir ağır emanet gibi kalpte
saklanmış. Kalbe hayat veren müstesna sevgilinin sembolüne dönüşmüş,
kâinatın ta ilk gününde. Allah'ın (cc) Vahid ismini, birliğini ve
benzersizliğini, temsil etme görevini üstlenmiş. Ve Rabb'in
kudretiyle yarattığı kâinatın yerini tutmak bir tek vav harfine
nasip olmuş.
Vav, hayatın özeti bir nevi, yaşantısı Allah'a (cc) yakın olan bir
kulun büyük sevdası, bir hattatın baş tacı her daim... Hat sanatının
ilk öğrenilen harfi o. O yazılınca, diğerleri peşinden bir bir
dökülüveriyor. Diğer bütün harfleri, kelimeleri bir araya getiren,
eksik parçaları tamamlayan harf "vav". Tıpkı ayrı duran hatları
sımsıkı birleştiren bir çengel gibi... Bir de rahlenin önünde
kendini vav çekmeye hazırlayan öğrencinin imtihanı. Çekilmesi en zor
harf olduğundan bu. Koca bir kalp dolusu aşk, çok maharet, çok sabır
istiyor... |